Eşkalini katlettiğim saatler,
sabahın o müphem sancısı karşısında emsalsizdi
ve ben,
aklını diri diri gömen bir şebgir gibi uyandım…
Aklın girdabında ete kemiğe bürünen bir
kelimenin velisi kadar izahsızdım.
Uyandığımda, anımsadım.
Gelir diye sana,
ayak bileklerini de kestim yarınların.
Şimdi hangi huy tutacak yerini, kimlik kadar
gerekli olanın?
Hangi su boğacak ya da denizi olan bir yarayı?
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.