Şimdiye kadar duymadığı bir heyecan, damarlarını şişire şişire gezinmeye başladı. Keskin ela gözleri
bir bakışta bir ceylanı nefessiz bırakabilirdi ama ona bir başka şefkatle kucaklayıcı göründü.
Korkunç bir acıyla yüreği sızlarken, o acının üzerine yumuşacık ipekten tül perdeleri gibi bir sıcaklık iniyordu
o bakışlardan. Ve artık emin ellerdeydi.
Onlarla konuşup halleştikçe içi rahatladı. Şeyma’yı bulabilme ümidi belirdi. Şeyma bulunacaktı.
“Gerekirse dünyanın öteki ucuna kadar gider buluruz kardeşini!” Bu bir Kılıçarslan sözüydü!
Kılıçarslan, Halife’nin, “Selamımı söyleyin ona” dediği Sultan Mesut’un oğluydu.
– Sultan Mesut atamdan izin alacağım. Meşveretlerimde yanımda olman dileğimdir.
Senin Endülüslü bilgilerin işimize yarayacaktır. He mi Endülüslü?
…
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.