İyi ile kötünün mücadelesi, güneşin dünya üzerine doğup batışıyla başlar. Tıpkı gece-gündüz gibi bir olur biri, bir olur diğeri hakimdir. Tanrı dağlarının Özbekistan, Çin kesişiminde, etrafı karlı dağlarla çevrili, dünyadan kopuk yaşamak güzeldir. 1910’lu yıllarda Rus işgali ile dünyanın çirkinliklerini tanıyana kadar!
Yedi bin beş yüz metre rakımlı Boykıran Dağı ile azgın Kıyanga Nehri obanın hem dostu hem acımasız canavarıdır. İki yetimli,
dul bir kadının hayata tutunma mücadelesi oğlu Aytışan’ın aşık olmasıyla allak bullak olur.
Rus işgali ile; “Sen plan kurarsın da kader bildiğini yapar!”
tüm düzenleri yerle yeksan olur.
Evin delikanlısının medeni dünya ile mücadelesi o gün başlar ama asla bitmez…
Bu kitapta iyi ile kötünün, güçlü ile zayıfın, zalim ile mazlumun mücadelesi vardır. Ne her zaman güçlüler kazanır ne her zaman
zayıflar kaybeder.
Güç eczane raflarındaki ilaçlar gibidir. Dozunda kullanmak hayatidir.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.