Açıklama
Tarihin derin karanlıkları, sadece büyük büyük kütüphanelerin raflarındaki cilt cilt kitaplardan, vakanüvislerin nüsha nüsha karaladığı parşömenlerden ya da antik çağların kalıntılarında rastladığınız tabletlerden sızan ışıklarla aydınlanamaz.
Ben de bir tabletim, parşömenim işte, karşınızdayım ve de capcanlı duruyorum. Tam bin yüz elli bir yıldan beri. Gövdemde bir sürü düven taşı, çakmak taşı, çakıl taşı, çivi, demir, atların bukağılarından düşen küçük dilimler, eğer okumasını bilirseniz neler anlatmaz ki; gövdemdeki simgeleri, tılsımları çözmeyi iyi bilirseniz neler neler yakalamazsınız…
En büyük, en eski, en canlı tablet benim işte!
İncelemeler
Henüz inceleme yapılmadı.